Gerçekten bağımsız medya istiyor musunuz?
SİYASETUnutmayın bu koşullarda gazetecilik, gazetecilerden çok siz okuyucuların desteği ile ayakta kalacaktır. Unutmayın siz yoksanız, sizin desteğiniz yoksa gazetecilik de, gerçekler de yok olur. Bedelini ödemediğiniz özgürlüğe sahip çıkamazsınız. O yüzden özgürlüğün de, demokrasinin de bedeli var. Onu ödemezseniz ona sahip olamazsınız
Unutmayın bu koşullarda gazetecilik, gazetecilerden çok siz okuyucuların desteği ile ayakta kalacaktır. Unutmayın siz yoksanız, sizin desteğiniz yoksa gazetecilik de, gerçekler de yok olur. Ve siz okuyucular, gazeteciler gibi bedel ödemeyi göz almazsanız bu ülkeye demokrasi de, özgürlük de. adalet de gelmez.
Dün sabah HalkTV’de İsmail Küçükkaya’nın programında Ruşen Çakır konuktu.
Küçükkaya, Çakır ile adı konulmayan çözüm sürecini ve gündemdeki diğer konuları konuştu. Tabi konuşulan konulardan birisi de kaçınılmaz olarak medya, bağımsız medya oldu.
Bilmiyorum takip etme imkanı bulabildiniz mi; yayın hayatına 2016 yılında başlayan ve bağımsız medya alanında önemli bir deneyim ve çaba olan GazeteDuvar, bir süredir yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle kapanma kararı aldı. Onlarca gazeteci arkadaşımız bir anda işsiz kaldı.
Dahası bu kararın kamuoyuna açıklanması ile birlikte, farklı medya gruplarında yaşanan ekonomik sıkıntılarla ilgili peş peşe paylaşımlar yapıldı.
Çakır, GazeteDuvar’ın kapanması üzerine konuşurken pek çok medya mensubu gibi benim de önceden üzerine konuşup, yazdığımız bir konuyu gündeme getirdi.
Neydi o?
Siyasi alanın daralmasından, özgürlüklerin, demokrasinin yok edilmesi konusunda her ortamda rahatsızlığını ifade eden, şikayette bulunan vatandaşlar, “gerçekten özgür, bağımsız, değer verdiğimiz ve sahiplendiğimiz bir medya” istiyor muyuz?
Bu soruya kategorik olarak çoğunluğun “evet” dediğini duyar gibiyim.
Ama sadece duyuyorum.
Sorun şu ki, evet diyenlerin büyük çoğunluğun bunun gereğini yeterince yerine getirmemesi ya da getiremiyor olması.
***
Şunu itiraf edelim. Bugünün mevcut siyasi koşullarında “gazeteci” hele hele eleştirel gazeteci olmak zor değil çok zor. Hemen parantez açarak ifade edeyim ki, “gazeteci” olmak da zor. Çünkü pek çoğumuz biliyoruz ki, iktidara yakın medyada çalışanların büyük bir kısmı yaptığı, parçası olduğu gazetecilikten mutlu değil.
Bu eleştirel gazeteciler için çok daha zor. Çünkü karşı karşıya olduğunuz sadece soğukluğuna inanılmış “Silivri” değil -ki deneyimle söyleyebilirim “Silivri sıcak”-, orası kadar acı olan yakın çevrenizden dahi dışlanmak ve vebalı muamelesi görmek
Bugünün koşullarında Silivri yolu kısalmış olsa da öncesinde işsiz kalmak eleştirel gazeteciler için diğer büyük risk.
Bu yüzden pek çok gazeteci, işini bırakıp başka başka işler yaparak hayatta kalmaya çalışıyor. Kimi PR şirketinde, kimi 9-5 mesaili bir işte. Kim de hangi işi bulabildiyse orada çalışıyor.
Bedelini ödemediğiniz özgürlüğe sahip çıkamazsınız. O yüzden özgürlüğün de, demokrasinin de bedeli var. Onu ödemezseniz ona sahip olamazsınız
***
Bu siyasi iklimde hala gazetecilik yapanlara, düşündüğünü yazan, söyleyebilen ve gerçeğin peşine düşerek onu ortaya çıkaranlara hepimizin saygı duyması gerekiyor.
Biz gazeteci olarak gerçeğin ortaya çıkması için mücadele ediyoruz. Konuşuyoruz, yazıyoruz, araştırıyoruz. Bunları yaparken de her türlü riski alıyoruz.
Ve bütün bunları yaparken bizlerin tek güvencesi, sizler, siz değerli okuyucular ve izleyicilersiniz.
Sizden bu desteğinizi artık pasif birer izleyici, tüketici olarak değil, aktif, hesap soran ve desteklediğiniz sürecin, yapının parçası olarak sunmanızı, desteklediğiniz yapının parçası olarak sürdürmemenizi istiyoruz.
Bunun yolu da, inandığınız, güvendiğiniz medya kurumlarını, gazetecileri bir biçimde desteklemekten geçmektedir.
Ne yazık ki mevcut koşullarda, özgür ve bağımsız yayın yapan kişi ve kurum sayısı bir-iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.
Bu az sayıdaki kişi ve kurum sıkıştığı dara anda ayakta kalmaya, mesleklerini yapmaya çalışıyorlar.
Bunun sürmesi, bu satırları okuyan sizlerin bireysel ve/veya yakın çevrenizle dayanışarak üreteceğiniz dayanışma ve yardımlaşma ile mümkün.
Unutmayın bu koşullarda gazetecilik, gazetecilerden çok siz okuyucuların desteği ile ayakta kalacaktır. Unutmayın siz yoksanız, sizin desteğiniz yoksa gazetecilik de, gerçekler de yok olur.
Bedelini ödemediğiniz özgürlüğe sahip çıkamazsınız. O yüzden özgürlüğün de, demokrasinin de bedeli var. Onu ödemezseniz ona sahip olamazsınız
Ve siz okuyucular, gazeteciler gibi bedel ödemeyi göz almazsanız bu ülkeye demokrasi de, özgürlük de. adalet de gelmez.
İlginizi Çekebilir