© Yeni Arayış

Başkalarının egosu mu bizi rahatsız eder, yoksa başarıları mı?

Bir çocuğun egosu, onun özgüveninin temelini oluşturur. Ancak bu dengeyi iyi kurmazsak, ya aşırı çekingen ya da kendini diğerlerinden üstün gören bireyler yetiştirebiliriz. Peki, bunu nasıl başarabiliriz?

Boothby ve arkadaşları (2021) tarafından yayımlanan bir çalışma, insanların başarılı bireylere karşı hissettikleri rahatsızlığın, o kişilerin başarılarını nasıl sunduğuyla doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, başarılarını alçakgönüllü bir şekilde sergileyen bireyler, başkaları tarafından daha olumlu karşılanırken, başarılarını sürekli öne çıkaran ve bunu bir üstünlük aracı olarak kullanan bireyler, çevrelerinde rahatsızlık yaratıyorlar.

Ego, psikolojide çoğu zaman yanlış anlaşılan ama hayatımızın merkezinde yer alan bir kavram. Sigmund Freud’un psikanalitik teorisinde ego, id (içgüdüler) ve süperego (toplumsal normlar ve ahlak) arasında denge kuran bir yapı olarak tanımlanır. Ancak günlük dilde ego, genellikle kişinin kendini aşırı derecede önemsemesi, benmerkezci davranışlar sergilemesi veya kibirli olması anlamında kullanılır. Peki, ego gerçekten kötü bir şey midir, yoksa yanlış kullanıldığında mı zararlı hale gelir? Ve en önemlisi, çocuklarımızın egosunu nasıl dengede tutabiliriz?

Ego, kişisel gelişim için vazgeçilmez bir araç olabilir. Kendi değerimizin farkında olmamızı, kendimize güvenmemizi ve hedefler koyarak ilerlememizi sağlar. Ancak ego, kontrol edilemediğinde veya aşırı büyüdüğünde sorunlara yol açabilir. Aşırı ego, kişinin başkalarını önemsememesine, empati yoksunluğuna ve narsisistik eğilimlere neden olabilir.

Araştırmalar, aşırı egonun (narsisizmin) kişiler arası ilişkilerde çatışmalara ve uzun vadede mutsuzluğa neden olduğunu gösteriyor. Narsisistik eğilimi yüksek bireyler, başkalarının ihtiyaçlarını göz ardı ettikleri için ilişkilerinde sık sık sorun yaşarlar.

Yani ego, bizimle başkaları arasındaki dengeyi belirleyen bir kılıç gibi; doğru kullanıldığında bizi ileri taşıyan bir güç, ancak kontrol edilmediğinde zarara yol açan bir silah olabiliyor.

Biri büyük bir başarı elde ettiğinde, içinizde bir huzursuzluk hissediyor musunuz? Peki bu huzursuzluk, gerçekten o kişinin başarısından mı kaynaklanıyor, yoksa onu nasıl sunduğundan mı?

Boothby ve arkadaşları (2021) tarafından yayımlanan bir çalışma, insanların başarılı bireylere karşı hissettikleri rahatsızlığın, o kişilerin başarılarını nasıl sunduğuyla doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, başarılarını alçakgönüllü bir şekilde sergileyen bireyler, başkaları tarafından daha olumlu karşılanırken, başarılarını sürekli öne çıkaran ve bunu bir üstünlük aracı olarak kullanan bireyler, çevrelerinde rahatsızlık yaratıyorlar. Bu durum, bizi rahatsız eden şeyin başarının kendisi değil, o başarının nasıl sunulduğu olduğunu göstermektedir.

Çocuklarımızın Egosunu Nasıl Dengede Tutabiliriz?

Bir çocuğun egosu, onun özgüveninin temelini oluşturur. Ancak bu dengeyi iyi kurmazsak, ya aşırı çekingen ya da kendini diğerlerinden üstün gören bireyler yetiştirebiliriz. Peki, bunu nasıl başarabiliriz?

1 - Övgüyü Dengeli Kullanmak
Çocukları övmek, onların özgüvenlerini artırabilir, ancak aşırı övgü, gerçekçi olmayan bir ego büyümesine neden olabilir. Brummelman ve arkadaşları (2018) tarafından yapılan bir araştırma sürekli "Mükemmelsin", "Harikasın" gibi abartılı övgüler alan çocukların, narsisistik eğilimler göstermeye daha yatkın olduğunu ortaya koyuyor. Bunun yerine, "Çok çaba harcadın" veya "Çok çalışmışsın, fark ediliyor" gibi çabanın kendisini öven ifadeler kullanmak daha doğrudur.

Schult ve arkadaşları (2020) tarafından yapılan bir araştırma, empati eğitimi alan çocukların daha az benmerkezci ve daha işbirlikçi olduğunu ortaya koymuştur.

2 - Empati Becerilerini Geliştirmek
Empati, egonun aşırı büyümesini engelleyen önemli bir faktördür. Başkalarının duygularını anlamak, egonun kontrol altında kalmasını sağlar. Schult ve arkadaşları (2020) tarafından yapılan bir araştırma, empati eğitimi alan çocukların daha az benmerkezci ve daha işbirlikçi olduğunu ortaya koymuştur. Bu tür eğitimlerin, çocukların başkalarının duygularını anlama ve onlara saygı gösterme konusunda daha bilinçli hale gelmelerine yardımcı olduğu vurgulanmıştır.

3 - Rol Model Olmak
Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek öğrenir. Ebeveynlerin alçakgönüllü ve başkalarına saygılı davranışları, çocukların da benzer tutumlar geliştirmesine yardımcı olur. Aşırı rekabetçi veya kibirli davranışlar sergileyen ebeveynler, çocukların benzer eğilimler geliştirmesine neden olabilir.

4 - Sınırlar Koymak
Çocukların her istediğini yapmak veya onları sürekli ödüllendirmek, gerçekçi olmayan bir özgüven geliştirmelerine neden olabilir. Sınırlar koymak ve çocukların başarısızlıklarla nasıl başa çıkacaklarını öğretmek, egonun dengede kalmasına yardımcı olur.

5 - Sosyal Becerileri Desteklemek
Çocukların yaşıtlarıyla etkileşimde bulunmaları ve takım çalışmalarına katılmaları, benmerkezci davranışların azalmasına yardımcı olur. Sosyal etkileşimler, çocukların başkalarının ihtiyaçlarını anlamalarını ve kendilerini büyük bir bütünün parçası olarak görmelerini sağlar.

Ego, düzgün kullanıldığında bizi ileri taşır, ancak kontrolsüz bırakıldığında büyük zararlar verebilir. Başkalarının başarılarına olan tepkilerimizi ve çocuklarımızın ego gelişimini bilinçli bir şekilde yönetmek, hem bireysel hem de toplumsal uyum için kritik bir gerekliliktir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER