© Yeni Arayış

Basın meslek örgütlerinden Halk TV’ye destek ziyareti

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu: "Üç gazetecinin aynı anda gözaltına alınması, bir baskı dalgasıdır."

 

Aralarında Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Gazeteciler Cemiyeti, DİSK Basın-İş’in de bulunduğu 11 basın meslek örgütü, gazetecilerin gözaltına alınması nedeniyle Halk TV’ye destek ziyaretinde bulundu. TGS Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, ''Üç gazetecinin aynı anda gözaltına alınması, sadece bir operasyon değil, bir baskı dalgasıdır'' dedi.

Basın meslek örgütleri, Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker için yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınması nedeniyle Halk TV’nin Ankara Bürosuna destek ziyaretinde bulundu. Destek ziyaretinde açıklama yapan TGS Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, şunları söyledi:

"Sadece bu ay 14 gazeteci tutuklandı"

"Uzunca bir süredir yargı organlarının bir baskı aracına dönüştürülerek basının sesinin kesilmeye çalışıldığını endişeyle takip ediyoruz. Sadece halkın haber alma hakkı elinden alınmıyor, düşünce ve ifade özgürlüğü de yok ediliyor. Bir basın toplantısını haber yapan gazetecilere soruşturma açılıyor, bu yetmezmiş gibi bir röportajı nedeniyle Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek için gözaltı kararları veriliyor. Sadece bir ‘haber’ nedeniyle verilen bu kararlar, Türkiye’de Anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünün ne denli tehdit altında olduğunun açık bir göstergesidir. Üç gazetecinin aynı anda gözaltına alınması, sadece bir operasyon değil, bir baskı dalgasıdır.

Bugün gazeteciler, mesleğimizin asli görevi olan sorgulamayı yaparken her an bir soruşturma ya da gözaltı tehdidiyle karşı karşıyalar. Sadece bu ay 14 gazeteci tutuklanmıştır. Bu, sadece basın için değil, bütün halk için bir tehdit ve faciadır.

"Basın özgürlüğünü savunmak hepimizin sorumluluğudur"

Bugün siyaset kurumu, iktidar ve ne yazık ki yargı kurumları basın ve ifade özgürlüğünün yanında yer almak yerine gazetecilere yönelik bir tehdit aracı, bir sindirme mekanizması olarak işlev görmektedir. Bir demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi için gazetecilerin özgür olması gerekmektedir. Eğer gazeteciler kendi işlerini korkusuzca yapamazsa, bu, sadece onların değil, bütün halkın kaybı olur. Gazetecilik, halkın haber alma hakkının da savunulmasıdır. Bu yüzden, gazetecilere uygulanan baskılara karşı hep birlikte dur demek, basın özgürlüğünü savunmak hepimizin sorumluluğudur. Basın özgürlüğü, yalnızca gazetecilerin hakkı değil, tüm halkın hakkıdır. Bu mücadele, sadece meslektaşlarımızı değil, hepimizi ilgilendiriyor. Meslektaşlarımızın gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz, bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz.”

"Mesleğimiz, açık bir saldırı altında"

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El de ''Mesleğimiz, açık bir saldırı altında. Sadece bir röportaj yaptığı için gazeteciler daha yayına çıkmadan gözaltına alınır hale geldi. Bunun kabul edilmesi hiçbirimiz tarafından mümkün değil. Biz basın meslek örgütleri olarak bu saldırılara karşı bir arada olmalıyız. Tüm toplumu haber alma hakları için ses çıkarmaya davet ediyoruz'' ifadesini kullandı. 

DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, şunları kaydetti: ''Burada yapılan ‘gazeteciliktir’. Ama Türkiye’de şu an cezaevinde olan 38 meslektaşımız var. Onlar da gazetecilik yaptıkları için cezaevindeler. Haber yapmak, halkı aydınlatmak, halka doğruları söylemek dünyanın hiçbir ülkesinde suç değildir. Bizde suç olduğu için 2024 yılında medya özgürlüğü endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 155’inci sırada.”

"Bu, ülkenin demokrasisine vurulmuş bir darbedir"

Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener ise şunları söyledi: ''Biz, meslektaşlarımızın kamuyu doğru bilgilendirmek için ellerinden gelen çabayı ardına koymayacağından eminiz. Bu tür gözaltılar, yayın kuruluşlarının polisle basılması, gazetecilerin yayın kuruluşlarından ya da evlerinden gözaltına alınması asla kabul edilemez. Meslektaşlarımızın neredeyse hepsi hayatlarının belli bir bölümünü adliye koridorlarında geçirmiş insanlar. Onlar, Türkiye toplumunun doğru haber, doğru bilgi alabilmesi için canla başla çalışan gazeteciler. Dolayısıyla kamunun doğru bilgilendirilmesi için çalışan tüm gazeteciler yaptıkları işten dolayı suçlanıyorsa bu sadece gazetecilerin başına gelmiş kötü bir şey değil, aynı zamanda ülkenin demokrasisine vurulmuş bir darbedir. Gazetecilerin çalışmasının önündeki engeller kaldırılmalı, cezaevindeki meslektaşlarımız serbest bırakılmalı, gözaltına alınan Barış Pehlivan, Serhan Asker ve diğer meslektaşlarımız serbest bırakılmalıdır."

Haber-Sen Genel Basın Eğitim Sekreteri Banu Savaş ise, ''Öncelikle gazeteciler, gazetecilere sahip çıkmalı. Bizler halk için gazetecilik yapıyoruz. Gazetecilik suç değildir” diye konuştu.

"Ülkemizin geldiği bu nokta tarif edilmez bir acı"

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Haydar Çakmak da destek ziyaretinde yaptığı konuşmada, ''Bu gazetecilerin bürosunda yasa dışı bir şey yakalanmadı, arabalarında esrar, eroin yakalanmadı, evinde top, tüfek yakalanmadı. Bu gazetecilerin kafasında, vicdanında ve kalbinde haber yakalandı. Bu haber cezalandırıldı. Ülkemizin geldiği bu nokta tarif edilmez bir acı” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER