© Yeni Arayış

AYM iptali ve bütünüyle hukuksuzluk

AYM iptali ve bütünüyle hukuksuzluk

Anayasa Mahkemesi’ne yönelik hukuki güzellemelere gerek yok, ben bu kararın mutlaka sarayın izniyle alındığını ve olası Anayasa değişikliğine zemin hazırlamak üzere kullanılacağını düşünüyorum. Bugüne kadar onca hukuksuzluğa gözlerini kapatan AYM’den demokrasi şövalyesi çıkamaz. Hele bu AYM’den hiç çıkmaz! Bütün cumhurbaşkanlığı sistemi, meğer büyük bir hukuksuzluğun üzerinde inşa edilmiş. Ben söylemiyorum, Anayasa Mahkemesi (AYM), hafta başında açıklanan kararında bunu söylüyor. 2018 yılında çıkarılan “Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” üzerine verdiği ve geçtiğimiz gün Resmi Gazete’de gerekçesi yayınlanan 7 Aralık 2023 tarihli kararında AYM, toplam 291 farklı hükmün iptaline hükmediyor. İptal edilen hükümler arasında Cumhurbaşkanına tanınan rektör ve YÖK üyelerini atama yetkisi, Merkez Bankası Başkanını görev süresi bitmeden görevden alabilme yetkisi, Türkiye Adalet Akademisi, Milli Saraylar, Tabiat ve Kültür Varlıkları, Adli Tıp, Atatürk Orman Çiftliği, Ceza İnfaz Kurumları, Gelibolu Tarihi Alanı, Darphane ve Damga Matbaası, Devlet Tiyatroları, Milli Piyango, Devlet Opera ve Balesi, Şan Oyunları, Türkiye Bilimler Akademisi, TÜBİTAK, vakıflar, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı, Milli Kütüphane, Bor Araştırma Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Savunma Sanayi Başkanlığı gibi kurumlara yönelik yetkiler buklunuyor. Anayasa Mahkemesi’ne yönelik hukuki güzellemelere gerek yok, ben bu kararın mutlaka sarayın izniyle alındığını ve olası Anayasa değişikliğine zemin hazırlamak üzere kullanılacağını düşünüyorum. Bugüne kadar onca hukuksuzluğa gözlerini kapatan AYM’den demokrasi şövalyesi çıkamaz. Hele bu AYM’den hiç çıkmaz! Etkili bir başvuru yolu olma özelliğini uzun bir süre önce kaybeden, Yargıtay gibi son derece siyasi bir kurumdan ayar üstüne ayar yiyen mahkeme, yalnızca bir iyi kararla bir hukuk kurumu haline gelemez, bunun sürekliliği önemli. Mahkeme iptal kararını iki temel gerekçeye dayandırıyor. Bunlardan ilki kapsam, yani AYM bazı değişiklikleri Anayasa'ya uyum ve Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal ediyor. İkinci olarak ise konuya değiniyor, yani pek çok maddede iktidarın kendi keyfine göre Anayasa’da yer alan temel hak ve hürriyetlere ilişkin kararname çıkaramayacağı, bunların ancak yasayla düzenlenebileceğini belirterek iptal kararına imza atıyor. Tek bir kararnamede yayınlanmış 291 hükmün iptal edilmesi ne demek? Cumhurbaşkanlığı sistemine 2017 Anayasa değişikliğinden sonra geçilir geçilmez, daha yayınlanan ilk kararnamede neredeyse Anayasaya aykırı olmayan madde yok!

291 HÜKMÜN İPTALİ NE DEMEK?

2 Temmuz 2018 tarihinde yapılan itiraz başvurularının 2024 yılında bugün karara bağlanabilmesini başarı kabul edenler buyursunlar, ben etmiyorum. Aradaki altı yılda, büyük bir hukuksuzluğun üzerine inşa edilen bir Cumhurbaşkanlığı sisteminde yaşıyoruz. Yalnızca bu iptal gerekçesi bile, içinde yaşadığımız sistemin aslında ne kadar yapay ve keyfi olduğunu göstermiyor mu? Tek bir kararnamede yayınlanmış 291 hükmün iptal edilmesi ne demek? Cumhurbaşkanlığı sistemine 2017 Anayasa değişikliğinden sonra geçilir geçilmez, daha yayınlanan ilk kararnamede neredeyse Anayasaya aykırı olmayan madde yok! İster istemez sormak gerekmez mi, ondan önce ve ondan sonra çıkarılan KHK’ların durumu acaba ne diye? Bu kararla, atanmış ve kriz üstüne kriz yaratmış rektörlerin tümünün bugün hukuksuz şekilde o mevkilerde bulunduğu teyid ediliyor. Merkez Bankası rezervlerinin yok edilmesinin, doların 30 TL’nin üzerine fırlamasının bedelini biz hepimiz ödüyoruz, meğer hepsi hukuksuzmuş. Peki o aynı Anayasa Mahkemesi, neden OHAL döneminde yayınlanan 33 hukuksuz KHK’yı incelemeyi “yetkisi olmadığı” gerekçesiyle redetti? Çünkü “ilahlar öyle istiyor”… Türkiye, bir hukuk devleti olmadan dikiş tutmayacaktır. Bu iptal hükümlerinin gereğinin yerine getirilerek mecliste yeni düzenlemeler yapılabilmesi için yürürlük tarihleri 9-12 ay sonrasına bırakılmış durumda. Bu zaman zarfında şayet meclis çalıştırılırsa, ortaya çıkacak sonuca göre, “bu kadar çok çalışıyoruz, yine de olmuyor, biz mutlaka Anayasayı değiştirmeliyiz” diyecek bir propaganda makinesi iktidar da iş başında. Böyle bir yerde hukuk üretilebilir mi, bunu izleyeceğiz. Ancak son olarak şunu da hatırlayalım, bu yazboz taktikler yalnızca Türkiye’ye zaman kaybettiriyor. Hukuku katledenlerden hukuk savunmaları beklenemez; sorunun müsebbibi olanlar çözümün parçası olamazlar.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER