© Yeni Arayış

Amor Fati - Kaderini Sev

Amor Fati - Kaderini Sev

“Bana böyle yaptılar, gördün mü başıma neler geldi, nasıl da acınası bir durum değil mi?” diyerek acıya tutunanlar bu döngüselliğe izin vermezler. Bir karede duran aynı ekrana bakarak filmi seyretmemeyi yeğlerler. İşte bu noktada ‘amor fati’ demeli insan. Kaderini sev! Nietzche’nin üst insanı, yeniden bir şans verilecek olsa yine aynı şeyleri yaşamayı seçebilecek kadar büyük bir kabul verir hayata. Doğa bakın der Nietzsche, yasaları son derece barizdir. Ne buyuran vardır ne buyruğa uyan ne de yasaları çiğneyen. Ve ekler; ölümün yaşama karşı olduğunu söylemekten kaçınalım. Yaşayan, olsa olsa, ölünün bir türüdür. Yaşam dediğimiz şey sürekli bir devinimden ibaret değil mi?  İlkbaharda çiçekler açar, bahar gelir ama o mis gibi kokan çiçekler, kaçınılmaz son olan ölümü er geç tadar. Bir bitki çiçeklenirken veya yapraklarını dökerken buna direnç gösterir mi? Herakleitos’un söylediği gibi değişimin olabilmesi için onun tam tersi olmalıdır. Kaygı içinde yaşayan bizler sükuneti ölümün kollarında bulacağımızı düşünürken içten içten o hâli isterken, belirlenmiş hÂlin dinginliğini ararken, bitişlerden nasıl da korkarız. Başımıza gelen her olaya katlanmak değil onu sevmek ve olduğu gibi kabul etmek mümkün müdür? Kötü olarak sınıflandırdığımız bir olay yaşadığımızda bunun neden bizim başımıza geldiğini sorarız; üzüntü, sıkıntı, pişmanlık gibi bazı duygulanımlar içine girebiliriz. Ve zorlarız kötü sandığımızı değiştirmek için. Oysa o sonuca neden olan başka bir neden vardır. Her şey bir sonuç ve neden ürünüdür. Bununla yüzleşip olanı olduğu gibi kabul edip yola devam etmekle ancak bu can sıkıcı döngüyü kırabiliriz. Bu determinist bir kaderci anlayış değildir. Bir yerde saplanıp kalmayarak oluşa izin vermektir. Olmak için saplanan duygulardan özgürleşmek gerekir. “Bana böyle yaptılar, gördün mü başıma neler geldi, nasıl da acınası bir durum değil mi?” diyerek acıya tutunanlar bu döngüselliğe izin vermezler. Bir karede duran aynı ekrana bakarak filmi seyretmemeyi yeğlerler. İşte bu noktada ‘amor fati’ demeli insan. Kaderini sev! Nietzche’nin üst insanı, yeniden bir şans verilecek olsa yine aynı şeyleri yaşamayı seçebilecek kadar büyük bir kabul verir hayata. Ona göre kişi kendisine bir sanat eseri gibi davranırsa resmindeki en ufak bir fırça darbesini değiştirmek istemez. Anlamsız gibi gözüken bir rengin, dokunun dokunuşun o tablo için ne kadar elzem olduğunu bilir. Çirkin gibi gözüken şeyin bütününde varoluşunu desteklediğini bildiği gibi. Kaderini sev ama dikkat et çünkü bilinçdışının tuzaklarına her an düşebilirsin. Aklıma Tarkovski’nin İzci adlı filmi geliyor. Son sahnede izci, insanları gerçekten istedikleri şeyin gerçekleşebileceği kapıya getirince, oraya bin bir zorlukla gelenler kapıdan girmek istemez. Değişim öze aittir. Bana değişmeyen bir şey gösterin şu habitatta. Evrimleşen canlılar, değişen duygular, sonu görmeyen bir nesne, bir canlı yoktur. Bir masa elbet bir gün çürür. Bir ilişki elbet bir gün biter, bir başarı erişildiği an artık başka bir şeydir. O öyle olsaydı bu böyle olurdu deyip dururken şu çam ağacında cıvıldayan kuşun sesini duymadığını görmüyor musun? Yaşamı geldiği gibi eyle, eylediğinin başka sonuçları olacaktır. Nereye gittiğini bilmeyen çılgın ve serseri bu doğa, hızını alamayıp şekilden şekle girerken bunda senin de rolün var. Küçümseme! Baş ile sonun öpüştüğü yerde yeniden başlayacak her şey. Dün eyledin bugün oldu. Bugün böyle davranacaksın yarın başka olacak. Kaderini sev ama dikkat et çünkü bilinçdışının tuzaklarına her an düşebilirsin. Aklıma Tarkovski’nin İzci adlı filmi geliyor. Son sahnede izci, insanları gerçekten istedikleri şeyin gerçekleşebileceği kapıya getirince, oraya bin bir zorlukla gelenler kapıdan girmek istemez. Kaderleri derinlerde yatan isteklerinde saklıdır. Ateist olan bile  eşiği geçemez. Ağzınızın söylediği gerçekte istediğiniz olmayabilir. Amor fati demek için her an gözünü dört açmak gerekir. İnsanın kendisinin ve seçimlerinin sorumluluğunu alması ancak böyle mümkün olur.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER