Altun’un çıkışı ve aşındırılan laiklik
KÖŞE YAZILARIAltun’un çıkışı ve aşındırılan laiklik
ALTUN’UN TEPKİSİ VE HUKUKSUZ İŞLEMLER
İşte bu tartışmalar sürerken Avukat Feyza Altun’un sosyal medya hesabında “şeriat” konusundaki bir paylaşım yaptı. Bu paylaşım sonrasında önce sosyal medyada başlayan yargılama fili soruşturmaya döndü. Altun hakkında “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Ettiği” iddiasıyla soruşturma açıldı. Önce gözaltına alındı. Savcılık ifadesinden sonra tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Altun sevk edildiği mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasına savcılık itiraz etti. Bakalım ne olacak? Peki hukuki olarak durum ne? Altun'un sadece bir avukat olarak değil bir vatandaş olarak şeriat konusunda ifadeleri, bir hukuk devletinden yargının doğrudan müdahil olabileceği bir konu/alan değildir. Nitekim Anayasamızın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin “toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti” olduğunu açıkça ifade eder. Bu kağıt üzerinde olsa da bir anayasa maddesidir ve devlet/hükümet/yargı buna uymak durumundadır. Sadece bu madde değil, Anayasanın 90. Maddesi gereği üst norm saydığımız ve tarafı olduğumuz uluslararası mahkeme kararları da bu yöndedir. Burada alınan kararlar da, şeraitin desteklenmesini yasalara aykırı bulmaktadır. Hukuki normlar bu kadar açıkken, Altun hakkında açılan soruşturma ve gözaltı, sadece hukuki dayanaktan yoksun olmasıyla değil aynı zamanda sosyal medyada oluşan tepki sonrasında açılması da aynı şekilde sorunludur. Anayasa maddesinde kalmış olsa da Türkiye, laik bir ülkedir. Ve hukuk aracılığıyla şeriat eleştirisi ceza konusu yapılamaz. Altun’un yaşadığı açık biçimde ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılması ve ihlal edilmesidir. Ve bu tartışma laikliğin biraz daha aşındırılmasıdırHUKUKUN ARAÇSALLAŞTIRILMASI
Bunu mümkün kılan ülkenin içinde bulunduğu siyasi ilkim, iktidarın kültürel kimliği ve bu kimliğin “kutsalları”nı kamusallaştırmakta ve üst norm haline getirilmektedir. Ve bu ne yazık ki, hukuk yoluyla yapılmaktadır. Daha önemlisi bu olay ülkenin içinde bulunduğu siyasal iklimde, iktidar bloku bu tür “söylem” ve “çıkışları” kendi kapalı devre yayın ve iletişim siteminden tabanının konsolide etmek için bir araç olarak kullanılırken; hukuk aracılığıyla da bir anlamda güç gösterisi yaparak, benzer çıkış ve eleştirilerin önünü kesmek istemektedir. Anayasa maddesinde kalmış olsa da Türkiye, laik bir ülkedir. Ve hukuk aracılığıyla şeriat eleştirisi ceza konusu yapılamaz. Altun’un yaşadığı açık biçimde ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılması ve ihlal edilmesidir. Ve bu tartışma laikliğin biraz daha aşındırılmasıdır. Bu tartışmanın öznesi Feyza Altun olsa da, iktidarın hedefi büyüktür. Burada mesele en ideal olmasa da laikliğe sahip çıkmaktır.İlginizi Çekebilir