“Bazı onyıllar vardır hiçbir şey olmaz, bazı haftalar vardır onyıllar olur. “
2020 yılını belki de en iyi Vladimir Lenin’in bu sözü tanımlıyor. Geçtiğimiz yıl birçok temel değişimin yaşandığı, hâlihazırda yavaş ilerleyen trendlerin hızlanarak bugünün gerçekliği haline geldiği bir sene oldu. Gelecek hızlı geldi. Bugün gelecek oldu.
COVID-19 süreci tam olarak tamamlanması belki on yıl sürecek dijital dönüşümü haftalar içerisinde bize yaşattı. Yani evrim devrim oldu.
Dünyanın farklı ülkelerinde mesleklerini evlerinden icra edemeyen, düşük katma değerli olarak tanımlanacak meslek sahipleri çalışamaz hale geldiler. Beyaz yakalı-mavi yakalı nitelendirmesi, analog çalışan-dijital çalışan olarak değişti.
Kimi devletler işlerinden olan analog çalışanlara finansal yardım sundu, kimi devletler ise kendi hallerine bıraktı. The Economist dergisi editör bu süreci “tech-celeration” olarak tanımlıyor. Bunu gündelik hayatta analogdan dijitale geçmesi sürecinin üstel olarak hızlanması olarak da tanımlayabiliriz.
Artık dijital bir dünyada yaşıyoruz. Daha fazla insan internetten alışveriş yapıyor, teknolojik araçları kullanarak evlerinden çalışıyor, eğitim ve sağlık hizmetlerini internet üzerinden alıyor, ailesi ve arkadaşlarıyla videokonferans teknolojisiyle vakit geçiriyor.
Şubat ayından itibaren bu yeni konjonktürün bireyleri ve kurumları nasıl etkileyeceği konusunda ABD, Hindistan ve Fas başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerindeki öğrenci ve şirketlere konuşmalar yaptım. Keza geçtiğimiz on sene boyunca bu yeni konjonktürün belki de en önemli boyutu olan “future of work/işin geleceği” ve “yapay zeka” konusunda uyarıcı nitelikte yazılar yazıyor ve işin geleceğinin ana unsuru olan evden çalışma ve dijital transformasyon modeli üzerine kurulu “GlobalWonks” şirketini yönetiyordum. Belki doğru alana yatırım yaptığımızdan ötürü şirketimiz bu sene kat be kat büyüdü ve piyasa değerini artırdı. Bunun yanında bilgi ve danışmanlık sektöründeki birçok firma iflasın eşiğine geldi. Biz bu sürecin kazananı olduk. Sadece şirketimiz kazanmadı, bu trendi gören ve gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi hedefleyen ve platformumuza kayıt olan 25 bin uzman ve danışman yüzbinlerce dolar gelir elde etti.
Bu trendlere dikkat çekerken bile bu değişimin bu denli hızlı olacağını kestirememiştim. Keza 2025 yahut 2030 yılı dijitalleşme beklentileri aylar içerisinde gerçekleşti ve bu risklere adapte olamama riski kişiler/kurumlar üzerinde daha büyük bir tehlike haline geldi. Kısaca gelecek hızlı şekilde geldi ve geleceğin dünyasının parçası olma konusunda son beş senedir yatırım yapmayanlar zayıf yakalandı. Yaptığım konuşmalardaki ana noktaları bu yazıda toparlamak ve daha çok birey ve kurumun dijital dünya treni kaçırmaması için yapması gerekeleri 5 maddede sıralamak istedim:
🤖Dijital dünyanın parçası olmanın ilk adımı teknoloji okur-yazarı olmak: Bu kodlama yahut yazılım bilmek anlamına gelmiyor. Mevcut teknolojik gelişmelerin ne olduğunu anlamak, yapay zeka, blockchain yahut artırılmış gerçeklik gibi konseptleri öğrenmeye çalışmak, bu teknolojilerin kendi çalıştığınız sektöre etkilerini belirlemeye çalışmak anlamına geliyor. Örneğin moda ile ilgilisiniz. Yapay zeka destekli bir sürü uygulama artık gündelik kıyafet tercih önerilerinden, satın alma davranışlarına kadar tüketiciye yol gösteriyor. Moda yahut tasarım gibi analog olarak adlandırılacak bir sektörde çalışmanız; teknolojik trendleri takip etmeme konusunda bir bahane değil. Mesela bugün teknolojik trendleri takip eden yirmili yaşlardaki bir taksi şoförü en geç yirmi yıl sonra, yani kendisinin kırklı yaşlarında taksi şoförlüğü gibi bir mesleğin belki olmayacağını, sürücüsüz arabaların hayatımızın parçası haline geleceğini öğrenecek, belki de kendine yeni bir meslek edinme konusunda adımlar atacak. Amerika’da ön sene önce kasiyerlik yapan Meksikalı yaşlı teyzenin işini bugün süpermarketlerdeki otomatik kasalar aldı.
Trendler o kadar hızlı değişiyor ki zamanın birkaç sene arkasında kalmak bile olumsuz sonuçlar doğuruyor. Türkiye’de son on senedir yazılımcı yetiştirmek, teknoparklar açmak gibi bir atılım mevcut. Yazılım tabi ki önemli ama artık dünyada birkaç senedir “no-code software” yani artık “kodsuz yazılım” trendi var. İstediğiniz bir platformu kod yazmadan farklı çözümleri bir araya getirerek yaratmak artık mümkün. Yani iyi bir fikriniz varsa oturup kod yazmanıza gerek yok, Amazon AWS, Shopify, PayPal gibi birkaç çözümü bir araya getirerek kendi e-ticaret sitenizi kolayca açabilirsiniz. Bu yüzden en önemlisi makro resme hakim olmak ve geleceğin dünyasının nasıl şekilleneceğini anlamaya çalışmak. Böylece kendi şirketinizi kurmasanız bile, hangi start-up yahut kurumsal şirketin ayakta kalabileceği yönünde daha sağlıklı öngörülerde bulunabilirsiniz.
📰Teknolojik trendlerin yanında sosyo-ekonomik trendleri takip etmek çok kritik: Yaşadığımız hızlı tempoda konumuzla ilgili gazeteleri, makaleleri, kitapları okuma gibi bir şansımız olmayabilir. Zaten Türkiye gibi bir ülkede gündemi takip etmeye çalışmak size kısır döngünün içerisine hapsedecektir. Ama ülke ve dünyadaki gelişmeleri kısa vadeli kısır döngünün dışarısına çıkarak takip edebileceğiniz onlarca hizmet var. Dijital trendlerin gündelik hayata etkilerini analiz etmek, gündelik hayatın nasıl şekillendiğini de iyi anlamayı gerektiriyor. Günde otuz dakika harcayarak mikro ve makro gündeme hakim olabilmek için şu email bültenlerini ücretsiz olarak takip edebilirsiniz:
- 📨Türkiye: Kapsül, Ussal Bülten, Aposto, Sadece 5 Dakika
- 📨Dünya: Quartz, The Economist, WSJ, TechCrunch, Insight by Zeynep Tufekci
⌛En değerli varlığınız olan vakti boşa harcamayın: Türkiye’deki televizyon kanallarına hakim olan dizi, reality show yahut siyasi tartışma programlarını seyretmek size hiçbir şey kazandırmayacak, aksine çok şey kaybettirecek. İçerik kalitesinin sürekli düştüğü siyasal tartışma programlarından bir şey öğrenmeniz mümkün değil. Otuz dakika boş zamanınız varsa bu zamanı fiziksel egzersiz, yeni bir dil öğrenerek yahut Podcast dinleyerek geçirmek geleceğinize yapacağınız önemli bir yatırım olacak. On sene önce bitcoin konulu bir podcast dinleseydiniz belki o zaman 100-250 ytl olarak yapacağınız bir yatırım bugün milyon dolar olarak size dönecekti. Trendleri takip etmek için Podcast önerilerim:
- 🎙️Türkiye: Cenk Sidar ile Gelecege Donüs, Trend Topic Nevsin Mengü, Girişimci Muhabbeti
- 🎙️Dünya: The Tim Ferris Show, Altamar, CC Podcast, This Week in Startups
🌐Fiziksel mekan önemli değil, dünyanın merkezi siz neredeyseniz orada: Dijitalleşen dünya hem riskler hem de fırsatlar getirdi. Artık en iyi yapay zeka eğitimi almanız için Stanford’a, en iyi moda eğitimi için Paris’e, en iyi mimarlık eğitimi için Roma’ya, en kaliteli finans eğitimi için Londra’ya gitmenize ihtiyaç yok. Siz neredeyseniz eğitimin merkezi orası. Aşağıdaki linklerden en iyi üniversitelerdeki en iyi dersleri ücretsiz olarak alabilirsiniz. Stanford’da yapay zeka eğitimi alan da, Gaziantep’te bu alana ilgili öğrenci de aynı Zoom teknolojisiyle aynı dersi alabiliyor. Tekrar ediyorum; siz neredeyseniz dünyanın merkezi orası. Dünya kalitesinde iş çıkarmamak için artık hiçbir bahaneniz yok.
📆Plan yapın: Plansızlık başarısızlığın en önemli tetikleyicisi. Türkiye’deki konuşmalarımda birçok öğrencinin dijital takvim kullanmadığını görmek beni ilk başlarda hayrete düşürdü. Kişisel gelişiminiz yahut çalıştığınız kurumlar adına günlük, haftalık, yıllık ve on yıllık planlar yapmanın, bunu kağıda kaleme dökmenin başarı için ne kadar sihirli bir unsur olduğunu görecek ve bunu hayatınızın bir parçası haline getireceksiniz. Amerika’daki MBA öğrencilerime ve konuşma yaptığım öğrencilere gece yatmadan önce ertesi gün kaçta kalkacaklarını neler yapmalarını gerektiğini, aramaları gereken insanların listesini, araştırılması gereken konuları bir kağıda yazmalarını ve çalışma masalarının yanına koymalarını yıllardır öğütledim ve birçok öğrencimin bu küçük taktik ile hayatlarının değiştiğine tanık oldum. Siz de deneyin, farkı kısa vadede göreceksiniz.
Hızlı dönüşen yeni dijital dünyada değişime adapte olabilmek artık sadece disiplinli ve planlı bir çalışmayla mümkün. Zamanı boşa harcamamak yahut planlı olmak gibi klişe bazı öneriler bugün çok daha önemli hale geldi.
💡Dijitalleşen dünyada servet el değiştirecek, birçok şirket-kurum tarihten silinecek ve yeni güç merkezleri ortaya çıkacak. Türkiye bu dijitalleşme sürecine ne kadar hazır sorusuna vereceğim cevap maalesef çok olumlu değil. Özgür düşünce, hukukun üstünlüğü, kaliteli ve bilimsel eğitimin olmadığı, otoriter yaklaşımların hüküm sürdüğü ülkeler maalesef geleceğin şirketlerini yaratamıyor. Bu yüzden Türkiye’nin birçok başarılı profesyonelinin hem geçmişte hem de hala bugün ülkeyi terk ettiğini, “doğduğu” değil, “doyduğu” ülkelerde büyük başarılar elde ettiğini görüyoruz.
Bu trendi tersine çevirmek için özgür ve demokratik bir Türkiye inşa etmek şart ama bu noktaya gelene kadar Türkiye’nin en büyük değeri olan genç nüfusunu değer haline getirmemiz, bunun içinde dijital dünyaya entegre etmemiz gerekiyor.
Bu konuda da top sende, Türkiye’nin geleceği olan genç bireyinde. Yukarıdaki prensipleri ne kadar benimser, kendini ne kadar geliştirirsen ülkeye ve insanlığa katkın da o denli büyük olacaktır!
Kaleminize, yüreğiniz sağlık. Çok faydalı, şahane bir derleme olmuş, saklamalık; hem arada göz atıp kendimi dürtme için hem de yer alan kaynaklar için.. ( Takip ettiklerimden bazılarını da aralarında görmek ayrıca güzel oldu:-)
Keyif ve sağlıkla kalın.