Güvenlik ve terörün siyasi bir mesele olduğunu düşünmeyenler bu yazıyı okumasın!
Milli Güvenlik, siyaset ve siyasetçinin birincil önceliğidir. Bir Hükümetin ana sorumluluğu vatandaşının can güvenliğini sağlamaktır. Bunu yapamıyorsa eleştirilmek, hesap sorulmak zorundadır. Bu siyaset dışına itilecek ve susturulacak bir konu değildir.
Ülke teröre teslim oldu. Sadece son 12 ay içerisinde yüzlerce insanı teröre kurban verdik.
Bu gece gerçekleşen İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısının da birincil derecede siyasi sorumlusu mevcut Hükümettir.
Bu sorumluluğu madde madde ortaya koyalım:
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü İstanbul`un göbeğinde, ülkenin en işlek havalimanında bomba patlatılabiliyor. Bu durum 13 senedir ülke yönetimde olan AKP’nin ulusal güvenlik açığı ve istihbarat zafiyeti yarattığının en somut kanıtıdır.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü IŞİD gibi tüm dünyanın ‘terörist örgüt’ olarak nitelendirdiği cani bir örgüte terörist demekte geç kalmış, ‘öfkeli çocuklar’ gibi neredeyse meşrulaştırıcı ifadelerle tanımlama çabasına girmiştir.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü MİT’in başındaki kişi AKP milletvekili olmak için kurumdan istifa etmiş, kurum önemli bir süre başsız kalmış, müsteşarın vekillik hayali gerçekleşmemiş, bunun akabinde de görevine ‘AK Partili’ etiketiyle geri dönmüştür. Partili bir müsteşarın varlığıyle MİT’in önceliğinin ulusal tehditler değil, AKP’ye yönelik iç siyasi tehditler olduğu algısını kamuoyunda baskın hale gelmiştir.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü Türkiye her birine AKP’nin neden olduğu ekonomik, siyasi ve dış politika sorunlarıyla boğuşurken iktidar, önceliğini Erdoğan’ın ‘başkanlığı’ üzerine kurmuştur.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü izlediği akılcı ve ilkeli yaklaşımdan uzak dış politikayla Türkiye’yi birden çok ülkeyle düşman konumuna getirmiştir. Bu saldırıyı IŞİD örtüsü altında Suriye, İran, Rusya gibi istihbarat ve gizli eylem kapasitesi kuvvetli ülkelerin de gerçekleştirmiş olması ihtimal dahilindedir.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü daha birkaç ay önce 19 Temmuz Suruç, 5 Haziran Diyarbakır ve 10 Ekim 2015 Ankara saldırılarını soruşturmamış, Meclis’te el birliğiyle araştırmama kararının çıkmasını sağlamıştır. Ülkenin o donem başbakanının daha Suruç’un failinin canlı bomba olarak öldüğünü bilmemesi hesap sorulması ve istifayı gerektirecek bir cahillik, görevini ciddiye almama örneğidir.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü Öcalan’ın yakalanmasının ardından siyasi meşruiyetini ve askeri kabiliyetlerini kaybetmiş PKK terör örgütünü küllerinden doğuracak meşruiyeti Öcalan ve İmralı ile müzakere ederek elleriyle geri vermiştir. Güçlendirilmesi gereken HDP gibi meşru Kürt siyasi hareketi temsilcilerine terörist muamelesi yapmıştır.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü neredeyse kişisel husumet beslediği Esad’ı devirme hedefi adına bölgedeki radikal ve İslamcı örgütleri destekleyip elleriyle beslemiştir.
Saldırının sorumlusu AKP’dir çünkü Musul Başkonsolosluğu’nda rehin düşen diplomatlarımızın karşılığında Türkiye’nin elindeki IŞİD rehinelerini bizzat elleriyle IŞİD’e teslim etmiştir. Eğer terörist eylemi IŞİD gerçekleştirmişse, canlı bomba AKP’nin elleriyle IŞİD’e teslim ettiği bir terörist olabilir.
Bütün bu somut nedenlerden ötürü sorumlu AKP’dir!
Sorumlu tek bir kişi değil
Dünyanın herhangi bir ülkesinde kendisine terörist saldırı düzenleyen bir örgütü geçmişte terörist olarak tanımlamakta zorluk çeken bir iktidar ve siyasi parti ayakta kalamazdı.
Haysiyetli siyasetçiler kameraların önünde sırıtmaz, kınama ve yayın yasağıyla kalmaz istifa ederlerdi!
Sorumlu tek bir kişi değil. AKP’nin destekçisi, üyesi, milletvekili, yöneticisi, kabine üyesi, akademisyeni, köşe yazarı, işadamı, sivil toplumcusu…
AKP’yi bugün hala destekleyen, mevcut konumunda tutan herkes!
Korktuğu için net pozisyon alamayan, yeni bir merkez parti kuramayan eski-yeni AKP’li siyasetçiler… Gezi’de çocuklar katledilirken ses çıkarmayanlar…
Partinin ileri gelenlerinin aleni şekilde yolsuzluk tapeleri piyasada dolaşırken bunu birtakım bahanelerle örtmeye çalışanlar… AKP`nin lideri meydanlarda çocuğu katledilmiş anneyi yuhalatırken o çocuk ekmek mi almaya gitmiş, yoksa polise taş mı atmış tartışması yapanlar…
Vicdan ve izanını kaybetmiş herkes!
Kimse şunu unutmasın:
Türkiye bu kaostan çıkacak ve bu kaosa neden olan herkes yargıda bunun bedelini ödeyecek. Bu kişilere siyasi ve entelektüel destek olanlar da hayat boyu bu utançla yaşayacaklar!
Ülkenin dört bir yanından barış istediği için öldürülen vatandaşlarımızın ruhu ve yakınları o hesap verme gününde bir nebze teselli olacak.
Kimse bundan şüphe duymasın!
ya ben çok fazla şüphe duyuyorum çünkü ülke en az %70 bu kafadan oluşuyor. azınlığız.
Sevgili Gizem, hiç azınlık olmadık, olmanızda sadece birlikte değiliz. Beraber olmayı, biz olmayı başardığımız gün gör o zaman gücümüzü.
bu süreç bize daha doğrusu bana çok şey kazandırdı eğer akp iktidara gelmeseydi ben solculara ateistlere aleviler ermenilerin ve ne kadar görüş ve ďuşunce varsa hep ön yargıyla yaklaşacaktim sol görüşlü ve diğer insanları tanımayacak onların yazdıklarını okumayaçaktım azınlıkta olsan muhafazakar ve dindar olarak söylüyorum her zaman doğrular ve hakikatler kazanacak hangi görüşten olursan ol
Bak bak bak şerefsizlik adilik köpeklik … yapmak için hemen iş başına geçmişsiniz, karalama kampanyasına başlamışsiniz oçları. Şunu da o çalışyayan beyninize sokun. Bu hükümeti bu devleti deviremeyeceksiniz
Ne şerefsizliği lan sikik. Devletin tek varlık sebebi insanları diğer insanlardan korumaktır. Her eleştiriyi devleti yıkmaya çalışmak sanan kıt beyinli, sen kendin devlet mi sanıyorsun gerizekalı, adam ol seni kim koruyacak? Seni kim koruyacak?
Sevgili İsa Sormaz, sana arkadaşım, dostum, kardeşim diye hitap etmek isterdim fakat o kadar kendinle kavgalısın ki bu güzel hitapları bile yanlış anlayabilirsin diye sade isminle başladım yazıma.
Yazar ne hükümeti nede devleti devirmek istiyor, sadece benimde katıldığım doğru tespitlerle sıralı birkaç hükümetin yaptığı yanlışları ve bunların sonuçlarının şu güzel ülkemizin geleceğini Nasıl kararttığını anlatmaya çalışıyor.
Verdiğin tepkinin aşırılığını bir tarafa koyarsak şeninde en az benim kadar ülkemizi sevdiğini anlamak istiyorum. Dönüp merak edip yorumlara tekrar bakarmısın bilemem ama Yukarıdaki yazıyı sakince bir kez daha oku lütfen.
M. Toker
Türkiye bu kaostan çıkacak ve bu kaosa neden olan herkes yargıda bunun bedelini ödeyecek (sag kalsinlar ve mutlaka odesinler). Bu kişilere siyasi ve entelektüel destek olanlar da hayat boyu bu utançla yaşayacaklar (oyle beklenir ve yasamlari zindan olacaktir) ! Bu soylediklerinize %100 katiliyorum.
Dusuncelerimi burada paylasmak istiyorum ama yazilan bazi cevaplardaki kirli lisani gordukce utaniyorum.
Yazarin bu yazisi tam isabet olmus, her kellimesine katiliyorum.
Ben de ulkemde geliemis ulkelerdeki gibi bir demokrasi istiyorum.
Basaramayanlarin surumluluk alip istifa ettigi bir ulke istiyorum.
Cinlere degil positif ilme inanan bir genclik istiyorum.
Laik ve herkesin birbirine saygi duydugu, vatandaslarin birbirlerine kufur etmedigi bir toplumda baris icinde yasamak istiyorum.